Kaygı kemikleri sızlatıyor
Hasta olduğumuzda psikolojik olarak nasıl etkileniyorsak ruh halimiz iyi olmadığında da bedenimiz etkileniyor. Zihnimiz ve bedenimiz eş zamanlı olarak hareket ediyor.
Bedensel ağrılar nedeniyle insanların pek çok tetkik yaptırdığını söyleyen Uzman Klinik Psikolog Gül Çolak, “Yapılan tıbbi tedavi sorunu tam anlamıyla çözüme kavuşturamıyorsa, bu ağrıların altında psikolojik nedenler yatabiliyor.
Psikosomatik ağrı olarak nitelendirdiğimiz bu ağrılar, tıbbi bir nedeni olmayan fakat kişinin vücudunda fiziksel semptomları bulunan ağrılardır. Kişi birçok hekime ağrılarında dolayı başvuruyor ve ağrılarının bir türlü geçmediğinden yakınıyor. Ağrısı dinmeyen kişi sosyal ortamda, iş ortamında sıkıntı yaşamaya başlıyor. Bir süre sonra kişinin yaşama kalitesinde ciddi şekilde bozulmalar başlıyor” dedi.
3 aydan fazla süre devam eden tüm vücuda yayılan bu ağrılara işaret eden Çolak, “Bu ağrılar Fibromilyaji olabilir. Fibromilyaji, kişinin vücuduna yayılmış genel bir ağrı olarak karşımıza çıkıyor. Kaslarda ve kemiklerde ağrı ile yorgunluk ile birlikte hissedilen, uyku problemlerine de neden olabilen uzun süreli ağrılar. Kişinin yaşamış olduğu fiziksel veya duygusal travmalarda da fibromilyaji gelişebiliyor” şeklinde açıkladı.
Stresin de aynı şekilde vücutta uzun süre devam eden etkiler bırakabildiğini hatırlatan Çolak, “Stres, fibromilyaji tetiklenmesine katkıda bulunabilecek hormonal değişiklilklerle de bağlantılı. Bu noktada da ilk sırada kronikleşmiş boyun ve omuz ağrıları karşımıza çıkıyor.
Stresle günlük yaşamada herkes karşılaşıyor. Bu stresi kontrol altına alamadığımız durumlarda kişide yalnızca mental yorgunlukla kalmayıp vücut ağrıları da görülüyor. Biriken stres en çok boyun ve omuzlarda hissedebiliyor. Bu ağrılar kişinin gündelik fiziksel aktivitesini sınırlandırarak, yaşam kalitesini düşürüyor” dedi.
Stresin en çok gerilim tipi baş ağrısına yol açtığına işaret eden Çolak, “Bu ağrı başın iki yanından hissedilir. Işık ve sese karşı hassasiyet olur. Bir diğer sık karşımıza çıkan ağrı tipi ise migren, başın tek tarafında hissedilir. Genellikle mide bulantısı bu ağrıya eş olarak gözükür.
Kronikleşmiş baş ağrılarının ve migrenin altında, depresyon, yoğun iş temposu, uyku bozuklukları, stres ve çevresel faktörler rol oynuyor” şeklinde konuştu.
Üstesinden gelinmeyen kaygı ve korkunun da ağrıya yol açabildiğini kaydeden Çolak şu ifadelere yer verdi: “Kaygı kendini hem zihinde hem bedende gösteriyor. Kontrol altına alınamayan kaygı vücutta sinir sistemini uyararak fiziksel semptomlara yol açıyor. Bunların başında kas gerginliği, mide ve karın ağrıları olarak karşımıza çıkıyor. Vücuda yerleşen, kronikleşmiş ağrılar kişinin günlük hayatını olumsuz etkiliyor. Dolaylı olarak kişinin uyku kalitesinde yaşanan bu bozulmalar ağrı hassasiyetini de artırıyor.”
SPsikosomatik ağrıların tedavisinde psikoterapinin önemine vurgu yapan Çolak, “Vücutta kronik hale gelmiş bu ağrıların nedenleri araştırılmalı ve uzmanı tarafından tedavi sürecine başlanılmalı. Zihninize kulak verin, belki de duygularınızın iyileşmeye ihtiyacı olabilir” ifadelerini kullandı.